Pedodonti (Çocuk Diş hekimliği)
0-13 yaş grubu çocukların süt ve daimi dişlerinin sağlıklı olarak korunmasını, çürük, travma, kalıtımsal ve benzeri etkenlerin bu dişlerde oluşturduğu sorunların giderilmesini amaçlayan bir anabilim dalıdır. Bu konu ile ilgili tedavileri ve koruyucu diş hekimliği uygulamalarını yapan; çocuk psikolojisi, büyüme ve gelişim konularında özel eğitim almış uzman diş hekimlerine Pedodontist denir.
Süt Dişlerinin Önemi
Süt dişleri toplam 20 tanedir. Süt dişlerinin birinci görevi çocuğun beslenmesini sağlamaktır. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Süt dişleri, kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmaktadırlar. Süt dişi erken çekildiği zaman bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmaktadır.
Çocuk dişhekimliğinin birinci amacı, dişsel sorunların oluşmasını engelleyecek önlemleri almak ve çocukları çürüksüz bir geleceğe yönlendirmektir. Bu amaçla uygulanan işlemlere Koruyucu Dişhekimliği Uygulamaları denir.
Diş çürüğünü önlemeye yönelik koruyucu uygulamalar içinde çocuğun ve ailesinin ağız-diş sağlığı ve beslenme konusunda eğitilmesine büyük önem verilmektedir. Kliniğimizde hastalarımıza diş fırçalama tekniği uygulamalı olarak anlatılmaktadır. Koruyucu dişhekimliği uygulamaları arasında yüzeyel flor ve fissür örtücü işlemleri de yer almaktadır.
Fissür Örtücü
Daimi dişlerin çiğneyici yüzeylerindeki derin ve çürümeye meyilli fissürleri (olukları) kapatıp, bakterilerin buraya ulaşmasına izin vermeyen ve böylece çürüğü önleyen akışkan bir dolgu maddesidir. Fissür örtücü uygulamaları 6 ayda bir kontrol edilmelidir.
Flor Uygulamaları
Flor, dişlerin çürümesini önleyen, dişlerin yapısını kuvvetlendiren bir elementtir. Dişler ilk sürdükleri zaman diş minesi tam olarak olgunlaşmadığından yeni sürmüş dişler genellikle çürüğe karşı daha dirençsiz ve çürük oluşumuna yatkındırlar. Flor, diş minesini kuvvetlendirerek dişi asit ataklarına karşı korur ve dolayısıyla diş çürüklerinin oluşmasını önlemeye yardımcı olur. Profesyonel yüzeyel flor uygulaması sadece dişhekimleri tarafından uygulanabilen koruyucu bir yöntemdir. Yüzeysel flor, 6 ayda bir dişhekimi tarafından uygulanmalıdır.
Fissür Örtücüler (Fissur Sealent) nedir?
Fissür Örtücüler büyük ve küçük azı dişlerinin çiğneme yüzeylerinde bulunan fissür adı verilen girinti ve olukların şeffaf veya beyaz renkli akışkan yapıdaki madde ile doldurulmasıdır. Bu girintilerin (fissürler) derin dar yapıda olmaları nedeniyle fırçalama ile besinler bu bölgede zor temizlendiklerinden çürüklerin %90’ı bu bölgede görülmektedir. Fissür örtücü uygulamasında ile bu girintiler akışkan dolgu materyali ile doldurularak kolay temizlenebilen düz yüzeyler oluşturulur ve özel bir mavi ışık ile sertleştirilir.
Fissür örtücüleri ne zaman yaptırmamız gerekir?
Özellikle çocuklarda yeni sürmüş olan dişlerin mineleri olgunlaşmadığından, yeni sürmüş dişler çürüğe karşı daha yatkındır. Bu nedenle erken yaşta dişin en dirençsiz olduğu bu dönemde dişleri fissür örtücü gibi kısa ve basit bir uygulama ile korumak, ileride oluşabilecek çürük ve dolgu işlemlerine ihtiyacı azaltacak veya ortadan kaldıracaktır. Bu nedenle fissür örtücüleri ‘’koruyucu dolgular’’ olarak da adlandırabiliriz. Fissür örtücüler için en ideal zaman dişlerin sürmesini tamamladığı zamandır. Daimi birinci azı dişi 6-7 yaş civarında sürerken, ikinci azı dişleri ise 12-13 yaş civarında sürmektedirler. Küçük azı dişlerinde fissür örtücü uygulamaları daha az oranda gerekli olmaktadır ve bu dişler de 10-11 yaş civarında sürmektedirler. Diş sürme zamanları bireyden bireye değişiklik gösterebildiği için bu zamanlarda bir iki sene değişmeler görülebilmektedir. O nedenle fissür örtücü yaptırmanız için yine en uygun zamanı hekiminiz kontrollerden sonra size söyleyecektir. Ama sürmesini tamamlamış çürüksüz dişlere her zaman fissür örtücü uygulanabilmektedir.
Çocuğumun dişinde çürük oluşmaya başladı, fissür örtücü yaptırabilir miyim?
Dişlerde hafif renklenmeler varsa da fissür örtücü uygulanabilir; fakat kavitasyonlar yani dişte madde kaybı oluşmaya başlamışsa artık koruyucu rezin restorasyon (PRR) veya dolgu yapılması gerekmektedir.
Çocuğum fissür örtücü uygulamasında ağrı hisseder mi?
Hayır, fissür örtücülerde dolgulardaki gibi çürük bir doku olmadığından, dişten aşındırma yapılmaz. Fissür örtücü uygulamasında ise; dişin minesine fissür örtücünün yapışmasını sağlayan bir jel uygulandıktan sonra fissür örtücü uygulanır ve ışık ile sertleştirilir. Çocuğunuz herhangi bir ağrı hissetmez. Aynı zamanda fissür örtücü uygulamasında anestezi yapılmaz yani diş uyuşturulmaz.
Neden fissür örtücü?
Fissür örtücü uygulaması kolay, ağrısız ve ortalama 5 dk süren bir uygulamadır. Bu nedenle diş hekiminde ilk defa işlem yaptıran çocuklarda uygulandığında çocuğun diş hekiminden korkmamasını ve diğer tedavilerinin rahatlıkla yapılmasını sağlamasına da yardımcı olur. Pedodontide bu aşamalı yaklaşım çocuğun hekimini sevmesinde ve tedavilerinde uyum sağlamasında çok önemlidir. Çürüğe karşı koruma sağlayarak dolgu gereksinimlerini azaltmalarının yanı sıra dolgulara göre daha ekonomiktirler de. Kısa süreli kolay bir uygulama ile, daha uzun süren belki de anestezi gerektirebilecek ileri tedaviler önlenebilmektedir.
Süt dişlerine de fissür örtücü uygulanabilir mi?
Fissür örtücüler yüksek çürük riski grubundaki süt dişlerine veya yetişkinlerin daimi dişlerine dahi uygulanabilmektedir.
Çocuğum fissür örtücü uygulaması sonrası herhangi bir rahatsızlık hisseder mi?
Fissür örtücüler ile dişlerdeki girintili kısımlar kaplandığından dolayı işlem sonrası herhangi bir yükseklik hissi oluşmaz, anestezi yapılmadığı için de herhangi bir uyuşukluk olmaz.
Fissür örtücü uygulaması sonrası çocuğum ne zaman bir şeyler yiyebilir?
Fissür örtücü uygulaması sonrası çocuğunuz hemen bir şeyler yiyebilir ya da içebilir.
Fissür örtücüleri (Koruyucu Dolgu) sürekli mi yaptırmak gerekir?
Hayır, fissür örtücüleri bir kere yaptırmanız yeterlidir. Fakat fissür örtücülerin 6 ayda bir rutin kontrolleri yapılmalıdır. Fissür örtücüler yıllar içinde aşınabilirler ya da kırılabilirler. Fakat çalışmalar bu durumda bile fissürlerin en derin yerlerinde büyük oranda kaldığını ve yıllarca koruma sağladığını göstermektedir. İşlem sırasında çocuğun uyumu, dişlerin tükürükten korunabilmesi tedavinin başarısını ve fissür örtücünün başarısını arttıracaktır. Fissür örtücü uygulanmış dişler; fissür örtücü düşse bile gözle göremediğimiz girintileri hala örttüğü için; fissür örtücü uygulanmamış dişlere göre çürüğe daha dirençlidirler.
NOT:
Tüm bunların yanı sıra çocuğunuz ağız hijyenini sağlamaz ise; çocuğunuzun dişi çürüyebilir. Unutulmamalıdır ki; yüksek çürük riskli bireylerde dişler düz yüzeylerinden de çürüyebilmektedir. Fissür örtücü uygulanmış olsa bile dişlerin her zaman en az günde 2 kez 2’şer dakika fırçalanmaya ihtiyacı vardır.
The European Academy of Paediatric Dentistry’ nin fissür örtücü rehberi:
https://www.eapd.eu/uploads/D052751D_file.pdf
The American Academy of Pediatric Dentistry’ nin fissür örtücü rehberi:
https://www.aapd.org/media/Policies_Guidelines/G_Sealants.pdf
Flor uygulaması nedir?
Koruyucu diş hekimliğinin yapıtaşlarını fissür örtücüler ve flor uygulamaları oluşturmaktadır.
Flor, içtiğimiz suda, et, çay ve yumurtada da bulunan doğal bir mineraldir. Çürüğü önleme mekanizmaları için de en etkin korumayı flor sağlar. Flor dişin minesinin yapısına katılarak dişin yapısal olarak daha güçlü ve çürüklere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar. Dişlerin ağız ortamına çıkmaya başladığı ilk 4 yıl, dişlerin mineleri olgunlaşmadığından, çürüklere karşı dayanıksızdır ve flor uygulamaları ile yapıları daha güçlü hale getirebilirler.
Flor uygulaması ile çürükler önlenebilir mi?
Florlu diş macunlarının, diş çürüklerini önlemede etkin bir rol oynadığı saptanmıştır. Yüksek ve orta çürük risk grubundaki bireylerde düzenli flor uygulamaları ve iyi bir oral hijyen ile çürükler büyük oranda azaltılabilmektedir. Her gün, düzenli olarak florlu diş macunlarının kullanılmasıyla diş çürüklerinde en az % 20-40 oranlarında azalma kaydedildiği bildirilmektedir. Ama flor uygulaması yapılmış olsa dahi, en önemli nokta çocuğunuzun ağız hijyenini iyi sağlamasıdır. Çürüklerin tedavisi ve koruyucu tedavileri yapıldıktan sonra çocuğunuz ağız hijyenini güzel sağladığı takdirde çocuğunuz ağız ve diş sağlığını uzun yıllar idame ettirebilecektir. Tabii ki ağız hijyeninin de sağlanmasında iyi bir takip önemlidir. Bu nedenle doktorunuzun vereceği kontrol randevularını lütfen aksatmayınız.
Flor uygulaması ne şekillerde yapılabilir?
Flor uygulaması sistemik ve topikal olarak iki şekilde yapılabilir. Sistemik uygulama flor tabletler, damlalar gibi florun tüm vücuda yayılmasıyla etki gösterir. Bu uygulamalarda hem tüm vücuda etki ettiği, hem de dişteki dozu çok düşük olduğu için tercih edilmemektedir. Dişteki asıl etkin korumayı sağlayan uygulama çeşidi; topikal flor uygulaması, yani florlu jel, köpük veya verniklerin direkt olarak dişe uygulanmasıdır.
Flor jel uygulamasında farklı aroma ve kokulara sahip olabilen jel formundaki flor dişler kurutulduktan sonra taşıyıcı kaşıklar yardımıyla 1-4 dakika kadar dişlere tatbik edilir. Flor jel uygulaması sonrasında ağızdaki fazla flor tükürük emici ile çekilir, ağızdaki kalan florun tükürülmesi gerektiği için küçük çocuklar bunu tam sağlayamayacağından 6 yaş altı çocuklarda jel uygulamaları tercih edilmez. 5 yaş ve altı çocuklarda hemen dişlerin üzerini kaplayarak kuruyan flor vernik uygulamaları tercih edilir.
Flor verniği uygulaması dişler kurutulduktan sonra krem kıvamındaki florun özel bir fırça yardımıyla dişlere tatbik edilmesidir.
Flor uygulamasından sonra nelere dikkat etmeliyim?
Flor uygulamasından sonra 30-60 dakika kadar çocuğunuz bir şey yiyip içmemelidir. Flor vernik uygulaması yapıldı ise uygulamanın yapıldığı akşam dişlerini fırçalamamalıdır, ertesi gün sabahtan itibaren tekrar düzenli fırçalama işlemine başlanmalıdır.
Ne kadar sıklıkla flor uygulaması yaptırabilirim? Bir kere flor uygulaması yeterli midir
Çocuğunuzun çürük risk durumuna göre flor uygulaması 3-6 ayda bir yapılabilir. American Academy of Pediatric Dentistry(AAPD)’nin flor uygulaması için yayınladığı guideline’a (rehber) göre yüksek çürük risk grubundaki bireylerde 3 ayda bir flor uygulaması yapılırken, orta risk grubu çocuklarda 6 ayda flor uygulaması yapılmalıdır. Düşük çürük risk grubundaki çocuklarda ise macunların içerisindeki flor miktarı yeterli korumayı sağlamakta olup, ekstra flor uygulamasına gerek yoktur.
Ayrıca çocukların 6-7 yaşında başlayan diş değiştirme dönemi 12-13 yaşına kadar sürmektedir ve bu dönemde yeni çıkan dişlerde flor uygulaması ile korunabilmektedir. Dişlerin olgunlaşma döneminin 4 yıl olması dikkate alındığında, 16-17 yaşında flor uygulaması yapıldığında dahi çocuğunuzun bu dönemde olgunlaşma döneminde olan 2. azı dişinin uygulanan flor ile yapısı güçlendirilecektir. Bu dönem sonrasında uygulanan flor diş yapısına katılamayıp sadece hassasiyeti azaltma, başlangıç çürüklerinin tedavi edilmesi gibi etkileri özellikleri etkili olacaktır. 6-7 yaş öncesinde uygulanan flor ise süt dişlerine etki etmektedir.
Flor uygulaması zararlı mıdır?
Flor vernik uygulamasında flor dişlere sürüldükten hemen sonra tükürükle temas ederek sertleşir, bu nedenle yutulum ve florür intoksikasyon riski yok denecek kadar azdır. Bu nedenle 6 yaş altındaki çocuklarda dahi güvenle kullanılabilmektedir.
Florun günde 2mg veya daha fazla yutulması dişlerde beyaz beneklenmelere yani florosise neden olabilir. (Florosis için en kritik dönem çocuğun 15-30 aylık olduğu dönemdir.) Fakat çocuğunuzun florlu diş macunu ile dişlerini fırçalaması veya flor vernik uygulaması ile bu dozlara ulaşması imkansızdır. Florun sindirim sisteminde etkilerinin olabilmesi için yaklaşık 10kg’lık bir çocuğun 45gr’lık macunu (1tüp erişkin macunu-yaklaşık 1-5mg/kg) yutması gerekmektedir. Erişkin macunlarındaki flor oranı çocuklar için fazla olduğundan çocuğunuzun yaşına uygun flor içeren macun tercih etmelisiniz. Bu konuda çocuğunuza uygun macunu hekiminize danışarak öğrenebilirsiniz.
Florun negatif etkilerinin oluşmaması için çocuğunuzun doğru macunu kullandığına emin olun ve çocuğunuzun macunu yutmamasına dikkat ediniz. 3 yaşa kadar olan çocuklarda pirinç tanesi kadar, 3-6 yaş arası çocuklarda bezelye tanesi kadar macun kullanmanız gerekmektedir. Ayrıca macunu fırçanın üzerine resimdeki gibi sürüntü şeklinde koymanız macunun yutulma ihtimalini azaltacaktır.
Türk Dişhekimleri Birliği Florür durum raporu:
http://www.tdb.org.tr/userfiles/files/DURUM_RAPORU_Florur_08_06_2016.pdf
The European Academy of Paediatric Dentistry’ nin flor rehberi:
https://www.eapd.eu/uploads/82C0BD03_file.pdf
The American Academy of Pediatric Dentistry’ nin flor rehberi:
https://www.aapd.org/globalassets/media/policies_guidelines/bp_fluoridetherapy.pdf
İlk diş hekimi muayenesi ne zaman olmalıdır?
İlk diş hekimi muayenesi çocuğunuzun ilk süt dişleri çıktıktan sonraki 6 ay içinde yapılmalıdır. The American Academy of Pediatric Dentistry (AAPD), American Dental Association (ADA) ve World Health Organization (WHO) da ilk diş muayenesinin 6 ay – 1 yaş arasında yapılmasını önermektedir. İlk diş muayenesinde çocuğunuzun dişlerinin yapısının değerlendirilmesinin yanı sıra hekiminiz ağız hijyenini nasıl sağlayacağınız ve beslenmede nelere dikkat etmeniz hakkında da bilgiler verecektir.
Çocuklarda herhangi bir çürük veya ağrı olmadan rutin kontrollere başlamak, hem çocuğunuzun diş hekimine alışmasını-güvenmesini sağlayacak, hem de sorunlar başlamadan yalnızca koruyucu önlemlerle önüne geçilmesini sağlayacaktır. Çocukların diş hekimine ilk gelişlerinde ağrılarının olması tedavi sırasında daha stresli olmalarına neden olabilmektedir.
Brezilya’da 0-3 yaş grubu çocuklarda; 13-24 aylık çocukların %27’sinde, 25-36 aylık çocukların %50’sinde çürük görüldüğü bildirilmiştir.1 Ülkemizde 5 yaş grubu çocuklarda çürük varlığının %69,8 civarında olduğu bildirilmiştir.2 Bu oranlar çürüklerin çok küçük yaşlarda başladığını göstermekte ve küçük yaşlardan itibaren diş hekimi kontrollerinin yapılmasının önemini vurgulamaktadırlar.
Çocuğumu muayeneden önce hazırlamalı mıyım?
Çocuğunuzu diş muayenesine götürmeden önce ona işlemleri açıklamanız ve olumlu olarak yönlendirmeniz, çocuğunuzun randevusunu daha rahat geçirmesine yardımcı olacaktır. İşlem yapılacak randevularınıza, hiçbir şey yapılmayacak diye çocuğunuzu kandırmanız da tedaviyi kabullenmesini zorlaştıracaktır. Çocuğunuza hiç acımayacak, biraz acıyabilir, iğne yapılmayacak, sonra dişin çekilir gibi ifadeler de kullanmayın. Çünkü bu tür ifadeler çocuğunuzun daha çok korkmasına sebep olacaktır. Zaten çocuk diş hekiminiz işlem öncesinde yapılacakları çocuğunuza onun seveceği bir şekilde açıklayacaktır. Çocuğunuza diş hekimi randevusunun çok eğlenceli geçeceğini, minik bir ayna ile dişlere bakılacağını, dişlerinin iyi olması için kontrol ettirmek gerektiğini, dişlerini nasıl fırçalayacağını öğreneceği gibi ifadeler ile anlatabilirsiniz.
The American Academy of Pediatric Dentistry (AAPD)’nin bir yaş önerileri için:
http://www.mychildrensteeth.org/assets/2/7/GetItDoneInYearOne.pdf
Bebeklerde diş çıkarma zamanı
Bebekler ilk dişini 6-9 ay arasında çıkarmaya başlar. Fakat kişisel olarak bu süre daha erken veya daha geç olabilmektedir, bu süreç çok normaldir. Dişlerin geç veya erken çıkmasının herhangi bir zararı yoktur, sadece çocuğunuzun dişleri daha erken çıktıysa yaşı nedeniyle ağız hijyenini sağlamak biraz daha zor olabilir. Bir yaşına geldiği halde henüz hiç dişi çıkmamış bebeklerin diş hekimi tarafından kontrol edilmesi gerekmektedir. Ayrıca bazı bebekler de dişli doğmaktadır. Bebeğiniz dişli doğdu ise; mutlaka çocuk diş hekiminize kontrole gitmeniz gerekmektedir.
Genellikle ilk olarak alt kesici dişler çıkarken, dişlerin ortalama olarak sürme zamanları aşağıdaki gibidir.
Dişlerin sürme (çıkma) ve düşme zamanları yaklaşık olarak tabloda gösterilmiştir.
Çocuğunuz 3 yaşını tamamladığında 20 adet süt dişi (10 adet üst çenede, 10 adet alt çenede) sürmesini tamamlamış olur.
Diş çıkarma dönemindeki belirtiler
Diş çıkarma döneminde çocuğunuzda iştahsızlık, huysuzluk, dişetlerinde kaşınma, tükürük miktarında artış, ağlama, uykusuzluk, ateş (38,5 dereceye kadar), ishal gibi belirtilerden bazıları veya tamamı olabilir. Fakat ateş, ishal gibi durumların uzun sürmesi veya ateşin 38,5 dereceden fazla olması durumlarında bu belirtilerin başka hastalıkların da belirtileri olabileceği unutulmamalı ve bir hekime kontrole gidilmelidir.
Diş çıkarma döneminde çocuğumu rahatlatmak için neler yapabilirim?
Bu dönemde bebeğinizi rahatlatmak için en iyi yöntem soğuk uygulamasıdır. Soğuk uygulamasını havuç gibi yiyeceklerin veya içi su dolu olan diş kaşıyıcılarının buzdolabında biraz beklettikten sonra bebeğinize vererek yapabilirsiniz. Yiyeceklerin parçalanması gibi ihtimallere karşı uygulama sırasında bebeğinizi gözetim altında tutmayı unutmayın. Ya da silikon parmak fırçalarının arka tarafı ile dişin çıkacağı bölgeye yavaşça masaj yapabilirsiniz. Ayrıca bebeğinize bu süreçte sarılmanız ona güven duygusu verecek ve rahatlamasına yardımcı olacaktır. Bu yöntemler sonrasında bebeğiniz hala rahatlamadıysa mutlaka hekiminize danışmalısınız. Diş çıkarma döneminde kullanılabilecek ağrı kesici gibi ilaçlar, jeller mutlaka doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır.
Ayrıca 2014 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) bebeklerde diş ağrısı için kullanılan %2 lidokain içerikli ağız jellerinin yan etkilere sebep olabileceğini bu nedenle kullanılmaması gerektiğini bildirmiştir. Bu dönemde yukarıda belirttiğimiz şekilde soğuk uygulamalarını ve parmak ile masaj yapılmasını önermişlerdir.
The American Academy of Pediatric Dentistry (AAPD)’nin diş gelişimi rehberi için:
https://www.aapd.org/globalassets/media/policies_guidelines/r_dentalgrowth.pdf
The U.S. Food and Drug Administration (FDA)’nın diş çıkarma döneminde lidokainlerin kullanımına dair ilaç güvenliği açıklaması:
https://www.fda.gov/drugs/drugsafety/ucm402240.htm
Çocuklarda diş travmaları
Diş travmaları yeni yürümeye başlayan çocuklarda ve 7-10 yaş arasındaki okul çağı çocuklarında daha fazla görülmektedir. En sık görülen travmalar üst kesici dişlerin kırılmasına veya tamamen yerinden çıkmasına neden olan travmalardır.
Travma sonrası çocuklarda kanama, bilinç kaybı, kusma, bulantı gibi genel sağlık problemleri varsa en kısa sürede bir acil servise başvurulmalıdır. Eğer çocuğun genel durumu iyiyse, en kısa sürede bir diş hekimine başvurulmalıdır. Diş travmalarında hastanın hekime ulaştığı süre tedavi açısından büyük önem taşımaktadır.
Travma sonrası öncelikle kırılan veya çıkan diş bulunmalı, kök kısmına dokunmadan, süt içerisinde diş hekimine ulaştırılmalıdır. Travma sonrasındaki ilk 1 saat tedavinin başarısı için çok önemlidir, bu nedenler ertelemeden diş hekiminize ulaşmanız çok önemlidir.
Eğer diş kırıldıysa, kırık parça yerine yapıştırılabilir, veya dolgu ile kırık kısım tamamlanabilmektedir. Kırığın seviyesine göre kanal tedavisi gibi farklı tedaviler gerekebilmektedir.
Eğer diş yerinden tamamen çıktıysa, dişin kök kısmını ellemeden, temiz bir su ile yıkandıktan sonra, süt içinde en kısa sürede diş hekimine ulaştırılması gerekmektedir. Diş hekimine ulaşma süresine göre bazı işlemler sonrasında daimi dişler yerine yerleştirilebilir ve teller yardımıyla sabitlenebilmektedir. Fakat travma ile yerinde çıkan süt dişi ise çıkan diş yerine yerleştirilmez.
Diş yerinden tam çıkmamış ama boyu uzamış/kısalmışsa veya sallanıyorsa, dişler dokunulmadan diş hekimine gidilmelidir. Dişteki sallanma miktarı çok hafif dahi olsa dişlerin köklerinde kırık varlığının tespiti için radyografik olarak kontrol gerekebilir. Dişlerin durumuna göre sallanan dişler sabitlenebilmektedir.
Travmanın oluş şekli, yeri, saati, çocuğun tetanoz aşısının yapılmış olması gibi faktörler tedavi için çok önemli olduğu için, bu faktörleri göz önünde bulundurarak hekiminizi bilgilendirmeniz gerekmektedir.
Ayrıca dişte görünür bir kırık, sallanma olsun veya olmasın travma gören dişlerde, travmadan çok sonra bile tedavi gereksinimi oluşabilmektedir. Bu nedenle hekiminizin belirttiği aralıklarla kontrole gitmeniz çok önemlidir. Travma gören dişin düzenli olarak klinik ve radyografik olarak takibi yapılmalıdır.
Travmadan korunmak için ne yapabilirim?
Çocuğunuz özellikle ağız bölgesine travma alma ihtimalinin yüksek olduğu sporlar yapıyorsa, dişleri korumak için ağız koruyucu (sports mouthguard) kullanmak diş travmalarını ve dişler nedeniyle ağızda oluşabilecek yumuşak doku travmalarını engelleyecektir.
Ayrıca ön dişlerin fazla eğimli ve önde olduğu durumlarda da, travma riski yüksek olduğu için ağız koruyucu (mouthguard) kullanımı gerekebilmektedir. Bu durumlarda bir ortodontistin ortodontik tedavi gereksinimi ve tedavinin zamanı açısından değerlendirmesi de önemlidir.